O, zamanında varmak için koştu.
- He ran, so as to arrive on time.
Öğleden sonra erken saatlerde Kennedy Havaalanına varmak istiyorum.
- I want to arrive at Kennedy Airport early in the afternoon.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
- Firefighters are trying desperately to reach the scene of the accident. Let's hope they arrive before it's too late!
İşyerine ter içinde gelmek istemiyorum.
- I don't want to arrive all sweaty at work.
Ben gelmek istiyorum.
- I would like to arrive.
Okula saat dokuzdan önce ulaşmalısın.
- You should arrive at school before nine.
Dün Tokyo'ya ulaştım.
- Yesterday I arrived in Tokyo.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.
Yarın gelmek zorunda kalacaksın.
- You'll have to come tomorrow.