to come to terms

listen to the pronunciation of to come to terms
İngilizce - Türkçe

to come to terms teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

compose
bestelemek
come to terms
uzlaşmak
compose
{f} oluşturmak
come to terms
(with) anlaşmaya varmak, mutabık kalmak
compose
oluşmak

Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır. - Every march is composed of separate steps.

İnsan vücudu milyarlarca küçük hücrelerden oluşmaktadır. - The human body is composed of billions of small cells.

compose
(Denizbilim) bileşme
compose
(Denizbilim,Kimya) bileşmek
compose
(Bilgisayar) oluştur

Kaç tane kimyasal element, suyu oluşturur? - How many chemical elements compose water?

Yokohama ilini oluşturan 18 yönetim bölgesinden biri de Naka'dır. - Naka is one of the 18 administrative districts that compose Yokohama prefecture.

compose
(Bilgisayar) yarat

Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler. - A nation creates music — the composer only arranges it.

compose
meydana getirmek
compose
birleştirmek
compose
beste yapmak
come to terms
Anlaşmak, mutabık kalmak, mutabakata varmak
come to terms
anlaşmaya varmak; kabullenmek
come to terms
with (sevmediği bir şeyi) güçlükle kabul etmek
come to terms
hesaplaşmak
come to terms
anlaşmak
compose
{f} yazmak
compose
{f} yatıştırmak
compose
bir butünün parçalarını teşkil etmek
compose
{f} (aralarındaki anlaşmazlıkları) gidermek
compose
composed of ibaret
compose
(fiil) oluşturmak, meydana getirmek; yaratmak, yazmak; bestelemek; düzenlemek, toparlamak; arabuluculuk yapmak, yatıştırmak; şiir yazmak, eser yaratmak, bestelemek
compose
{f} arabuluculuk yapmak
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu. - Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.

Yarın gelmek zorunda kalacaksın. - You'll have to come tomorrow.

İngilizce - İngilizce
compose
come to terms
to reach an agreement or settle a dispute

We hope someday she and her mother will come to terms on the matter.

come to terms
See come to terms with
come to terms
The two sides came to terms: Reach an agreement/understanding, make a deal, reach a compromise, meet each other halfway.She eventually came to terms with her situation: Accpet, come to accept, reconcile oneself to, learn to live with, become resigned to, make the best of; face up to
come to terms
make an arrangement, settle, reach mutual agreement; face and deal a situation and come to understand totally and in an unbiased manner (e.g., "I really had no choice and I came to terms with my mom's illness")
to come to terms

    Türkçe nasıl söylenir

    tı kʌm tı tırmz

    Telaffuz

    /tə ˈkəm tə ˈtərmz/ /tə ˈkʌm tə ˈtɜrmz/

    Videolar

    ... it has come to terms with its rich historical past ...