Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Hikâye doğru görünüyor.
- The story appears to be true.
Bu kaçınılmaz gibi gözüküyor.
- This appears to have been inevitable.
O hiç gözükmedi, bu onu huzursuz etti.
- He did not appear at all, which made her very uneasy.
And God ... said, Let ... the dry land appear.