to come before the usual time

listen to the pronunciation of to come before the usual time
İngilizce - Türkçe

to come before the usual time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

prevent
{f} önlemek

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur. - Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.

prevent
engellemek

Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı. - Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.

Tom'un onu yapmasını engellemek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. - I'm going to try my best to prevent Tom from doing that.

prevent
{f} önlemek, engellemek, mâni olmak; -den alıkoymak
prevent
{f} önüne geçmek
prevent
engelleme

Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı. - Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.

Tom Mary'nin orduya katılmasını engellemeye çalıştı. - Tom tried to prevent Mary from joining the army.

prevent
{f} menetmek
prevent
{f} önden gitmek
prevent
önünü almak
prevent
engelle

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi. - The heavy rain prevented us from going fishing.

Trafik kazası treni yakalamamı engelledi. - The traffic accident prevented me from catching the train.

prevent
preventionönleme
prevent
{f} yol göstermek
prevent
alıkoymak
prevent
engel oluşturmak
prevent
kösteklemek
prevent
(from ile) önlemek
prevent
-den alıkoymak
prevent
kabağını almak
prevent
(fiil) önüne geçmek, menetmek, önlemek, engel olmak, önden gitmek, yol göstermek
İngilizce - İngilizce
prevent
to come before the usual time

    Heceleme

    to come be·fore the u·su·al time

    Türkçe nasıl söylenir

    tı kʌm bîfôr dhi yujuıl taym

    Telaffuz

    /tə ˈkəm bəˈfôr ᴛʜē ˈyo͞oᴢʜo͞oəl ˈtīm/ /tə ˈkʌm bɪˈfɔːr ðiː ˈjuːʒuːəl ˈtaɪm/