Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Biz aynı kumaştan kesilmişiz.
- We are cut from the same cloth.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Niçin bu bezle ayakkabıları parlatmıyorsun?
- Why don't you polish the shoes with this cloth?
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
- The waitress spread a white cloth over the table.
Masaya bir örtü serdi.
- She spread a cloth over the table.
Elbiselerim ıslandı bu yüzden onları çıkardım.
- My clothes get wet so I took off them.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.