to change ones direction of travel

listen to the pronunciation of to change ones direction of travel
İngilizce - Türkçe

to change ones direction of travel teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

turn
açmak

Haberleri açmak istemiyorum. - I don't want to turn on the news.

Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı. - But when I tried to turn the shower faucet, this black bubbly liquid came out.

turn
{f} dön

Sana sağa dönmeni emrediyorum - I order you to turn right.

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim. - Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

turn
dönmek

Geri dönmek için çok geç. - It's too late to turn back.

Şimdi geri dönmek için çok geç. - It's too late to turn back now.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler. - They sang on the stage in turn.

Sonunda onun sırasıydı. - It was her turn at last.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Mart 1841 sonlarına doğru onun soğuk algınlığı pnömoniye dönüştü. - Late in March 1841, his cold turned into pneumonia.

Tom çoğunlukla dönüş sinyalini kullanmayı unutur. - Tom often forgets to use his turn signal.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
İngilizce - İngilizce
turn
To change direction
bend
To change direction
refract
to change ones direction of travel

    Heceleme

    to change ones di·rec·tion of trav·el

    Türkçe nasıl söylenir

    tı çeync wʌnz dayrekşîn ıv trävıl

    Telaffuz

    /tə ˈʧānʤ ˈwənz dīˈreksʜən əv ˈtravəl/ /tə ˈʧeɪnʤ ˈwʌnz daɪˈrɛkʃɪn əv ˈtrævəl/