to cause to terminate extraordinarily

İngilizce - Türkçe

to cause to terminate extraordinarily teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

crash

davetsiz olarak bir ziyafete katılm

crash

(Bilgisayar) arızalanmak

crash

yoğun

Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı. - There was a chain-reaction crash during rush hour.

crash

çözülme

crash

çarpışma

O, çarpışmada ölmedi, aslında kazadan önce bir kalp krizi geçirdi. - He did not die in the collision. Actually, he had a heart attack before crashing.

Zırh giyen büyük bir çarpışmayla düşer! - He who wears armor falls with a big crash!

crash

çatırdamak

crash

şangır şungur

crash

ivedi

crash

hızlı

crash

iflas

Borsa niçin iflasa gitti. - Why did the stock market crash?

1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti. - During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.

crash

konuşma dili (bir yere) davetsiz/izinsiz/biletsiz girmek/dalıvermek/katılmak

crash

(taşıta ait) kaza: "airplane crash - uçak kazası."

crash

çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde gitmek veya koşmak: "A bull was crashing around in the china shop. - Zücaciye dükkânında bir boğa etrafı kira döke koşuyordu

crash

(fiil) kırılmak, parçalanmak, gürültüyle düşmek; gürültü etmek; batmak, iflas etmek; düşmek; çarpmak; davetsiz olarak gitmek; sabahlamak

crash

{i} (Bilgisayar) arıza

crash

çökmek

crash

{f} sabahlamak

Sabahlamak için bir yere ihtiyacım var. - I need a place to crash.

crash

paldır küldür gitmek/hareket etmek

crash

çarptırmak

crash

parçalamak

İngilizce - İngilizce

to cause to terminate extraordinarily teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

crash

Double-clicking this icon crashes the desktop.

Heceleme

to cause to ter·mi·nate ex·traor·di·na·ri·ly

Türkçe nasıl söylenir

tı kôz tı tırmıneyt îkstrôrdınerıli

Telaffuz

/tə ˈkôz tə ˈtərməˌnāt əkˌstrôrdəˈnerəlē/ /tə ˈkɔːz tə ˈtɜrməˌneɪt ɪkˌstrɔːrdəˈnɛrəliː/