Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Bir toplantı düzenleyelim.
- Let's set up a meeting.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Even a minor change can set up new bugs.