to cause to become versed in science; to make skilled; to instruct

listen to the pronunciation of to cause to become versed in science; to make skilled; to instruct
İngilizce - Türkçe

to cause to become versed in science; to make skilled; to instruct teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

science
{i} fen

Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir. - Tom is better at science than anyone else in his class.

Fen bilgisinde iyi olmasına rağmen, Tom bir doktor olmak istemiyor. - Tom doesn't want to be a doctor, although he's very good in science.

science
{i} teknik
science
maharet
science
ilim
science
bilim

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır. - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.

O, roket bilimi değil. - It's not rocket science.

science
bilgi

Bayan Jones, bilgisayar bilimleri öğretiyor. - Mrs. Jones is teaching computer science.

Boston'da sekizinci sınıf fen bilgisi öğretmeniyim. - I'm an eighth-grade science teacher in Boston.

science
bilimötesi romanlar
science
ilmin herhangi bir dalı
science
{i} beceri
science
{i} bilim dalı

Kozmoloji evrenimizin evrimini inceleyen bilim dalıdır. - Cosmology is a branch of science which studies the evolution of our universe.

Biz bu yeni bilim dalının öncüleriyiz. - We are the pioneers of this new branch of science.

science
düşbilimsel roman ve hikâyeler
İngilizce - İngilizce
science
to cause to become versed in science; to make skilled; to instruct