to cause strain or anxiety to someone

listen to the pronunciation of to cause strain or anxiety to someone
İngilizce - Türkçe

to cause strain or anxiety to someone teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

distress
{f} üzmek
distress
sıkıntı

Haber onu sıkıntıya soktu. - The news distressed her.

Tom sıkıntılı görünüyor. - Tom looks distressed.

distress
{i} dert
distress
{i} acı

Bu acıklı bir hikaye. - That is a distressing story.

distress
zor bir durum
distress
{i} üzüntü
distress
bun
distress
(Tıp) detres
distress
endişe
distress
tehlike

Gemi bir tehlike sinyali gönderdi. - The ship flashed a distress signal.

Biz o gemiden bir tehlike sinyali aldık. - We've got a distress signal from that ship.

distress
acı çektirmek
distress
ıstırap
distress
ıstırap vermek
distress
ızdırap
distress
borca karşılık bir kim senin eşyasına el koymak
distress
keder
distress
{f} haczetmek
distress
ızdırap,v.sıkıntı ver: n.sıkıntı
distress
{i} tehlikeli bir durum, zor bir durum
İngilizce - İngilizce
distress
to cause strain or anxiety to someone

    Heceleme

    to cause strain or anx·i·e·ty to some·one

    Türkçe nasıl söylenir

    tı kôz streyn ır ängzayıti tı sʌmwʌn

    Telaffuz

    /tə ˈkôz ˈstrān ər aɴɢˈzīətē tə ˈsəmˌwən/ /tə ˈkɔːz ˈstreɪn ɜr æŋˈzaɪətiː tə ˈsʌmˌwʌn/