to cause someone to hate or to have unfair negative opinions

listen to the pronunciation of to cause someone to hate or to have unfair negative opinions
İngilizce - Türkçe

to cause someone to hate or to have unfair negative opinions teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

poison
zehirlemek

Tom'u zehirlemek için birçok girişim vardı. - There have been many attempts to poison Tom.

poison
zehir

Uygun şekilde kullanılırsa, belirli zehirler yararlı olacaktır. - Properly used, certain poisons will prove beneficial.

Bazı yılanlar zehirlidir. - Some snakes are poisonous.

poison
{i} zehir,zehir
poison
otalamak
poison
(Tıp) zehlr
poison
içki

Sami zehirli kapsülleri Leyla'nın içkisine boşalttı. - Sami emptied the poisonous capsules into Layla's drink.

Tom, Mary'nin içkisine zehir koydu. - Tom put poison in Mary's drink.

poison
{f} zehirle

O yediği kirpi balığından zehirlendi. - He was poisoned by the globefish he ate.

Tom bir zamanlar ucuz bir restoranda yemek yedi ve gıda zehirlenmesi oldu, bu yüzden artık nerede yemek yediği hakkında çok dikkatli. - Tom once ate at an cheap restaurant and got food poisoning, so now he is very careful about where he eats.

poison
{i} ağı
poison
(isim) zehir, ağı, aşı, içki
poison
poison gas zehirli poison hemlock
poison
bozmak
poison
(fiil) zehirlemek, zehir katmak, zehir vermek
poison
büyük baldıran
poison
{f} zehir katmak
poison
zehir içirmek
poison
ifsat etmek
poison
sem
poison
ya mahsus ve dokununca vücudu zehirleyen bir çeşit
İngilizce - İngilizce
poison

She's poisoned him against all his old friends.

to cause someone to hate or to have unfair negative opinions

    Heceleme

    to cause some·one to hate or to have un·fair neg·a·tive opinions

    Türkçe nasıl söylenir

    tı kôz sʌmwʌn tı heyt ır tı häv ınfer negıtîv ıpînyınz

    Telaffuz

    /tə ˈkôz ˈsəmˌwən tə ˈhāt ər tə ˈhav ənˈfer ˈnegətəv əˈpənyənz/ /tə ˈkɔːz ˈsʌmˌwʌn tə ˈheɪt ɜr tə ˈhæv ənˈfɛr ˈnɛɡətɪv əˈpɪnjənz/