Lincoln güneyi cezalandırmak istemedi.
- Lincoln did not want to punish the south.
1986'ya kadar İngiltere'nin okullarında, çocukları kemerlerle, değneklerle ve sopalarla cezalandırmak yasaldı.
- Until 1986, in the schools of England, it was legal to punish children with belts, sticks, and clubs.
O, yalan söylediği için cezalandırıldı.
- Because he lied, he was punished.
Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.
- You do such a thing once too often and get punished.