Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
O, diğer üyelere yetişmek için çok hızlı koştu.
- She ran very fast to catch up with the other members.
Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
- She has to study hard and catch up with everybody in her class.
Tabii ki yakalamak istiyorum!
- Of course I want to catch up!
Kayıp zamanı yakalamak zorundayız.
- I have to catch up the lost time.
Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.
- Tom ran to catch up to Mary.
Daha sonra size yetişirim.
- I'll catch up with you later.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
... grow fast enough, long enough, there’s no longer for you to catch up. With standards ...
... - MILTON, ARE YOU COMING? - YEAH, I'LL CATCH UP WITH YOU GUYS IN A SECOND. ...