Oy kullanmak için yeterince yaşlı değil misin?
- Aren't you old enough to vote?
Tom, Mary'nin oy kullanmak için çok genç olduğunu söyledi.
- Tom said Mary was too young to vote.
O, oy vermek için yeterince yaşlı değil.
- He is not old enough to vote.
Tom oy vermek için yeterince yaşlıdır.
- Tom is old enough to vote.
Meclis otuz üç kez oylama yaptı.
- The House voted thirty-three times.
Delegeler onu ilk oylamada seçti.
- The delegates elected him on the first vote.
Seçim sonucunun yakın olacağı herkes tarafından biliniyordu.
- It was clear to everyone that the vote would be close.
Her eyaletin, sadece bir oy hakkı vardı.
- Each state had just one vote.
Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.
- We are free citizens with the right of vote.
Bir daha asla oy kullanmamaya karar verdim.
- I've decided never to vote again.
Kazanana karar vermek için oy kullanacağız.
- We will vote to decide the winner.
The depository may vote shares on behalf of investors who have not submitted instruction to the bank.