to cast a magic spell on or at someone or something

listen to the pronunciation of to cast a magic spell on or at someone or something
İngilizce - Türkçe

to cast a magic spell on or at someone or something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

magic
sihirbazlık

Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim. - I was aware of the trick in this magic.

Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi. - Tom showed me a magic trick.

magic
büyü

Her lamba büyülü değildir. - Not every lamp is magic.

Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim. - I'll use magic on him and turn him into a frog.

magic
sihir

Kız, sihir gibi kayboldu. - The girl vanished like magic.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

magic
{i} büyücülük
magic
sihirle ilgili
magic
büyülü

Narnia'nın büyülü dünyasına hoş geldiniz. - Welcome to the magical world of Narnia.

Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi. - Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.

magic
sihirli

Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor. - The boy knows many magic tricks.

Pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir. - He knows many amusing magic tricks.

magic
büyücülükte kullanılan
magic
büyülü magic mirror bakılınca gaipten haber veren ayna
magic
gözbağı
magic
magic wand sihirli değnek
magic
gözbağcılık
magic
black magic cin ve şeytanlar aracılığıyl
İngilizce - İngilizce
magic
to cast a magic spell on or at someone or something

    Heceleme

    to cast a mag·ic spell on or at some·one or some·thing

    Türkçe nasıl söylenir

    tı käst ı mäcîk spel ôn ır ät sʌmwʌn ır sʌmthîng

    Telaffuz

    /tə ˈkast ə ˈmaʤək ˈspel ˈôn ər ˈat ˈsəmˌwən ər ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /tə ˈkæst ə ˈmæʤɪk ˈspɛl ˈɔːn ɜr ˈæt ˈsʌmˌwʌn ɜr ˈsʌmθɪŋ/