to carry out

listen to the pronunciation of to carry out
İngilizce - Türkçe
yerine getirmek

Sözlerinizi yerine getirmek için elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız. - You should do your best to carry out your promises.

yürütmek
uygulamak

Onun için planı uygulamak kolay. - It is easy for him to carry out the plan.

Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır. - One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.

gerçekleştirmek

Bu planı gerçekleştirmek zordur. - It is hard to carry out this plan.

O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı. - He had to call on all his experience to carry out the plan.

(Fiili Deyim ) 1- (planı) gerçekleştirmek , uygulamak 2- yerine getirmek
yapmak

Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır. - One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan.

hayata geçirmek
başarmak
bitirmek
gerçekleştir

Onun teklifini gerçekleştirmelisin. - You should carry out his offer.

O, planını gerçekleştiremedi. - He could not carry out his plan.

(Hukuk) icra etmek
stage
{f} sahnelemek
carry out
ifa etmek
carry out
dışarıya taşımak
carry out
gerçeğe dönüştürmek
carry out
tatbik etmek
carry out
infaz etmek
carry out
misilleme yapmak
carry out
gerçekten yapmak
carry out
çevirmek
carry out
(deyim) tutmak
stage
şano
stage
konak
stage
faz
carry out
tamamlamak
carry out
bitir
stage
menzil
stage
sahne

O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu. - He became the finest actor on the American stage.

Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi. - The actor was on the stage for most of the play.

carry out
yürütmek ( programı çalıştırmak )
stage
1. Sahneye koymak2. Temsil etmek3. Yürütmek, idare etmek
stage
(Mikroskop) tabla, numune tablası
carry out
(birini/bir şeyi) dışarıya taşımak
carry out
uygulanmak
stage
yolculuğun bir kısmı
stage
aşama,v.sahneye koy: n.aşama
stage
{f} hazırlamak
stage
{i} derece
stage
{i} kademe
stage
{i} aşama, safha, mertebe, evre, basamak, merhale
stage
{i} erim
stage
tiyatroculuk
stage
{i} tabaka
stage
suyun yükseliş derecesi
stage
bir günlük mesafe
İngilizce - İngilizce
stage
To fulfill

The Boy was going to the seaside to-morrow. Everything was arranged, and now it only remained to carry out the doctor's orders.

To hold while moving something out

And so the little Rabbit was put into a sack with the old picture-books and a lot of rubbish, and carried out to the end of the garden behind the fowl-house.

carry through: put in effect; "carry out a task"; "execute the decision of the people"; "He actioned the operation" follow through: pursue to a conclusion or bring to a successful issue
If you carry out a threat, task, or instruction, you do it or act according to it. Police say they believe the attacks were carried out by nationalists Commitments have been made with very little intention of carrying them out
put in effect; "carry out a task"; "execute the decision of the people"; "He actioned the operation"
pursue to a conclusion or bring to a successful issue; "Did he go through with the treatment?"; "He implemented a new economic plan"; "She followed up his recommendations with a written proposal"
put into practice, accomplish, perform
to carry out

    Heceleme

    to car·ry out

    Türkçe nasıl söylenir

    tı käri aut

    Telaffuz

    /tə ˈkarē ˈout/ /tə ˈkæriː ˈaʊt/

    Etimoloji

    [ t&, tu, 'tü ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English tO; akin to Old High German zuo to, Latin donec as long as, until.

    Videolar

    ... with nato allies to carry out to narrow missions ...
    ... back on its feet all by ourselves. What we can do as we carry out our military strategy ...