Anne pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Annem doğum günüm için bir pasta yaptı.
- Mom made a cake for my birthday.
Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
- The gorgeous cake made my mouth water.
İki keki de sevmiyorum.
- I like neither of the cakes.
O aşırı para harcıyor.
- He's got money to burn.
O aşırı para harcıyor.
- He has lots of money.
Pek çok insan para çekmek için nakit para çekme makineleri kullanıyor.
- Many people use cash machines to withdraw money.
Eski bir atasözü zamanın nakit olduğunu söylüyor.
- An old proverb says that time is money.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Leyla, parası için Fadıl'ı canlı canlı yaktı.
- Layla burned Fadil alive for his money.
Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti.
- Mary went on a shopping spree after coming into some money.
A cake of soap.
... I THINK IT'S SWEET MILTON BOUGHT HIS NEW FRIEND A CAKE. ...
... OOH! CAKE. ...