Bu sabah kahvaltı yapmadım.
- I didn't have breakfast this morning.
O, kahvaltısını sık sık orada yer.
- She often eats breakfast there.
Tom sabah kahvaltısı yemeden önce epostasını kontrol eder.
- Tom checks his email before he eats breakfast.
Sabah kahvaltısını sekizde yedim.
- I ate breakfast at eight.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
- I usually have breakfast at seven.
Hızlı bir kahvaltı yaptım.
- I had a quick breakfast.
Sami, kahvaltı etmek için bara geldi.
- Sami came to the bar to eat breakfast.
He breakfasted on pizza and Coke.
We serve breakfast all day.
... I HAD LIVER FOR BREAKFAST. ...
... Gave the kids breakfast just before I left and I was ...