Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır.
- The rich have troubles as well as the poor.
Yeni hükümetin malî sorunları var.
- The new government has financial troubles.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- He was always ready to help people in trouble.
Sana dert açmak istemiyorum.
- I do not want to cause you any trouble.
Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
- He took the trouble to assist the poor man.
Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim.
- Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals.
Tom'un olacağını düşündüğü kadar çok bir iş bulma sorunu olmadı.
- Tom didn't have as much trouble finding a job as he thought he would.
İşle ilgili biraz sorunum var.
- I had some trouble with the work.
Bana daha fazla sıkıntı verme.
- Don't give me any more trouble.
Kesinlikle sıkıntılarımız olacak.
- We'll have troubles for sure.
Tom arkadaş edinmede zorluk çekiyordu.
- Tom had trouble making friends.
Sana zorluk çıkarmak istemiyorum.
- I don't want to trouble you.