Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Babana en iyi dileklerimle.
- Best regards to your father.
İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım.
- I will do my duty to the best of my ability.
Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor.
- Tom does the best he can.
Yapabileceğinin en iyisi bu mu?
- Is that the best you could do?
En çok bu kitabı seviyorum.
- I like this book best.
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
- Take the one you like best, whichever it is.
En fazla üç saat satın aldık.
- We've bought three hours at best.
En iyi biçimde sonuçlanmasını umuyoruz.
- We're hoping for the best.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı.
- Tom did the job the best he could.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
You did not win because I was sloppy. You bested me, Uncle. I've never seen you fight like that before.”.
I did my best.
... it is unquestionably the best way to admire the lavished scenery where mother ...
... What's your best guess of when we're ...