Hastalık ne oranda yayıldı.
- At what rate did the illness spread?
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Bunu nasıl değerlendirirdin?
- How would you rate that?
Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
- His synchronizing rate left nothing to be desired.
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
- I'm amazed by the rate at which industries grow.
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
- He lends money at a high rate of interest.
The successful monk, on the morrow morning, hastens home to Ely The successful monk, arriving at Ely, is rated for a goose and an owl; is ordered back to say that Elmset was the place meant.