Henüz çadırımızı kurmak için iyi bir yer bulmadık.
- I haven't found a good place to pitch our tent yet.
O bir dökümhanede çalışıyor.
- He works in a foundry.
Bu tip dökümhane neredeyse on beş yıldır var olmadı.
- This type foundry has not existed for almost fifteen years.
Bu kitabı çok enteresan buldum.
- I found this book very interesting.
Kitabı çok enteresan buldum.
- I found the book very interesting.
Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.
- When I tried to speak to her, I always found myself too shy to do more than stammer or say something stupid.
Aradığını bulmadan önce internet'te arama yapmak Tom'un on beş dakikasını aldı.
- It took Tom fifteen minutes of googling before he found what he was looking for.