to be troubled

listen to the pronunciation of to be troubled
İngilizce - Türkçe

to be troubled teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

troubled
{s} sıkıntılı

Tom gerçekten sıkıntılıydı. - Tom was genuinely troubled.

Tom çok sıkıntılı görünüyor. - Tom looks very troubled.

troubled
{f} sorun et
be troubled
üzülmek
be troubled
merak etmek
troubled
dertlenmek
troubled
sıkıntı

Tom'un sıkıntılı bir geçmişi var. - Tom has a troubled past.

Tom çok sıkıntılı görünüyor. - Tom looks very troubled.

troubled
dert sahibi
troubled
sıkkın

Neden bu kadar sıkkınsın? - Why are you so troubled?

troubled
sorunlu

Sanırım fahişeler mağdurlar ve sorunlu kızlardır. - I think prostitutes are victims and troubled girls.

Leyla sorunlu bir ergendi. - Layla was a troubled teen.

troubled
üzgün

Seni çok fazla rahatsız ettiğim için üzgünüm. - I am sorry that I have troubled you so much.

Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. - I'm very sorry to have troubled you.

troubled
tedirgin
troubled
kederli
troubled
meraklı
be troubled
rahatsız olmak
troubled
sorun et(mek)
troubled
{s} bulanık

Bulanık sularda balık tutmaya mı çalışıyorsun? - Are you trying to fish in troubled waters?

troubled
troubled waters bulanık sular
troubled
düzensizlik
troubled
{s} rahatsız

Fred, karısının dırdırından çok rahatsız idi. - Fred was very troubled by his wife's nagging.

Haberden çok rahatsız oldum. - I felt very troubled by the news.

troubled
sıkınt

Tom gerçekten sıkıntılıydı. - Tom was genuinely troubled.

Tom çok sıkıntılı görünüyor. - Tom looks very troubled.

troubled
yüreki delik
İngilizce - İngilizce

to be troubled teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

troubled
anxious, worried, careworn
troubled
Simple past tense and past participle of trouble
troubled
past of trouble
troubled
characterized by or indicative of distress or affliction or danger or need; "troubled areas"; "fell into a troubled sleep"; "a troubled expression"; "troubled teenagers
troubled
{s} upset, worried, concerned, disturbed
troubled
Someone who is troubled is worried because they have problems. Rose sounded deeply troubled
troubled
to pour oil on troubled waters: see oil
troubled
A troubled place, situation, organization, or time has many problems or conflicts. There is much we can do to help this troubled country
to be troubled

    Türkçe nasıl söylenir

    tı bi trʌbıld

    Telaffuz

    /tə bē ˈtrəbəld/ /tə biː ˈtrʌbəld/

    Videolar

    ... and my question to you it you indicated the troubled twenty of them ...