Ben şu anda bağlıyım.
- I'm tied up right now.
Köpeğimizi bağlı tutmak zorundayız.
- We have to keep our dog tied.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Tom teknesini iskeleye bağladı.
- Tom tied his boat to the dock.
Anne, kızının saçına bir kurdele bağladı.
- The mother tied a ribbon in her daughter's hair.
Tek bir şirkete bağlanmak istemiyorum.
- I don't want to be tied to one company.
Uyandığımda, kendimi bağlanmış buldum.
- When I woke up, I found I had been tied up.
Rıhtıma bağlanmış birkaç balıkçı teknesi var.
- There are a number of fishing boats tied up at the dock.
... they remain tied to more ancient ways of life. ...
... there's a lot tied up in that question. ...