Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry to be late.
Üzgünüm, seni seviyorum.
- I'm sorry, I love you.
Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim.
- Sorry. I didn't mean to bother you.
Afedersin, ama bana biraz yardım edemez misin?
- Sorry, but can't you help me a little?
Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim.
- Sorry. I didn't mean to bother you.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry about being late.
Berbat Fransızcam için özür dilerim. Ben hala başlangıç düzeyindeyim.
- I'm sorry for my terrible French. I'm still a beginner.
Üzgün olmaktansa güvende olmak daha iyi.
- It's better to be safe than sorry.
Üzgün olmak için hiçbir neden yok.
- There is no reason for being sorry.
Neden olduğum acı için çok üzgünüm.
- I'm very sorry for the pain I caused.
Tom Mary'ye acıdığını söyledi.
- Tom said he felt sorry for Mary.
Sana yardımcı olamadığımız için üzgünüz.
- We are sorry we can't help you.
Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.
- We are very sorry that your order was damaged.
Tom için üzülmekten kendimi alamıyorum.
- I can't help feeling sorry for Tom.
Onun için üzülmekten kendimi alamadım.
- I could not help feeling sorry for him.
Bu zavallı köpek için üzüldüm.
- I felt sorry for this poor dog.
Zavallı Tom! Senin için üzülüyorum!
- Poor Tom, I'm sorry for you.
Tom üzüntülü olduğunu söyledi.
- Tom said that he was sorry.
Tom üzüntülü olduğunu söyledi.
- Tom said he was sorry.
Yaptığım şeyden pişmanım.
- I'm sorry for what I've done.
Onu yaparsan pişman olacaksın.
- If you do that, you'll be sorry.
Maalesef, yanlış numarayı arıyorsunuz.
- Sorry, you're calling the wrong number.
Maalesef bu video artık mevcut değil.
- We're sorry but this video is no longer available.
Kötü hava hakkında üzgünüz.
- We are sorry about the bad weather.
Sen ve Tom hakkında böylesine kötü şeyler söylediğime üzgünüm.
- I'm sorry that I said such mean things about you and Tom.
Affedersiniz, duymadım.
- Sorry, I didn't hear.
Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?
- I'm sorry, did I do something wrong?
Üzgünüm efendim ama ceket ve kravat mecburidir.
- I'm sorry, sir, but a jacket and tie are required.
Üzgünüm efendim. Tamam, ama tekrar yok
- I'm sorry, Sir. Alright. But no repeats.
Yaptıklarımdan dolayı özür dilerim.
- I'm sorry for what I have done.
Öyle kaba olduğum için özür dilerim.
- I'm sorry I was so rude.
Sorry? What was that? The phone cut out.
Sorry! I didn't see that you were on the phone.
So learn how to tailor your sorries to the sexes. Women tend to want an acknowledgment of what they're going through.
I am sorry to hear of your uncle's death.
... I'M SORRY, MR. TURNER, BUT THAT'S NOT GONNA HAPPEN. ...
... from flood, sorry, he'll have to ...