Karşılaştırma yapmak gerçekten zor.
- It's really tough to compare.
Çevirini tahtada olanla karşılaştır.
- Compare your translation with the one on the blackboard.
Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
- We compared his work with hers.
Düşünmek kıyaslamaktır.
- To think means to compare.
Çocuklarını başkalarıyla kıyaslama.
- Don't compare your children with others.
A sapling and a fully-grown oak tree do not compare.