Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
 - When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Tom bir bağımsız yazar.
 - Tom is a freelance writer.
Bu sandalyeyi bedavaya aldık.
 - We got this chair free.
Bedavaya bir dil öğrenin.
 - Learn a language for free.
Onu neredeyse beleşe aldım.
 - I got it practically for free.
Ve biz beleş bir pizza aldık.
 - And we got a free pizza.
Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı.
 - West Berlin would remain free of Soviet control.
Bu eşyalar vergiden muaf.
 - These goods are free of tax.
Rehineler yarın serbest bırakılmış olacak.
 - The hostages will be released tomorrow.
Teröristler rehineleri serbest bıraktı.
 - The terrorists released the hostages.
Mary yıllarca Tom'un hapisaneden çıkmasını bekledi ve sonunda o serbest bırakıldığında çok mutlu oldu.
 - Mary waited years for Tom to get out of prison and was very happy when he finally got released.
Tom geçen ay hastaneden bırakıldı.
 - Tom was released from the hospital last month.
Tom geçen ay cezaevinden serbest bırakıldı.
 - Tom was released from prison last month.
Sığırlarının serbestçe başıboş gezinmelerine izin vermemeleri teşvik edildi.
 - They were encouraged not to let their cattle roam freely.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
 - This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
... that you recently released, which is awesome, you have the ...
... So we've released information about this. ...