to be out of breath

listen to the pronunciation of to be out of breath
İngilizce - Türkçe
soluk soluğa olmak
soluğu kesilmek
nefes nefese olmak
nefesi kesilmek
be out of
{k} bozulmuş olmak
out of breath
soluk soluğa
be out of
dışında bulunmak
be out of
kalmamak
be out of
tükenmiş olmak
be out of
dışında olmak
out of breath
nefesi kesilmek
to be out
yanmak
out of breath
nefes nefese

Tom nefes nefese ve bir molaya ihtiyacı var. - Tom is out of breath and needs to take a break.

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi. - She was out of breath from walking up and down hills.

be out of
1. (bir şey) tükenmiş olmak, kalmamak: We´re out of gas. Benzinimiz bitti. By the time he reached the top of the hill he was out of breath. Yokuşun başına vardığında nefesi kesilmişti
be out of breath
nefesi kesilmek
be out of breath
katılmak
be out of breath
soluğu kesilmek
be out of breath
(deyim) soluksuz kalmak
be out of breath
nefessiz kalmak
be out of breath
(deyim) soluk alamamak
be out of breath
soluk soluğa olmak
out of breath
soluğu kesilmiş
out of breath
nefesi kesilmiş
out of breath
nefessiz

Tom o kadar nefessiz kaldı ki zorla nefes alabiliyordu. - Tom was so out of breath that he could hardly speak.

to be out
auta çıkmak
to be out
aut olmak
İngilizce - İngilizce

to be out of breath teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

out of breath
breathing with difficulty

We were all out of breath when we got to the summit.

out of breath
short of breath, lacking breath
out of breath
breathing laboriously or convulsively
to be out of breath

    Türkçe nasıl söylenir

    tı bi aut ıv breth

    Telaffuz

    /tə bē ˈout əv ˈbreᴛʜ/ /tə biː ˈaʊt əv ˈbrɛθ/