to be interested in

listen to the pronunciation of to be interested in
İngilizce - Türkçe
alakalanmak
-e ilgi duymak
alakadar olmak
alaka duymak
ilgi duymak
-e ilgi duymak, -e meraklı olmak: She is interested in literature. Edebiyata ilgi duyuyor. My uncle is interested in reptiles. Amcam
ilgili olmak
ilgilenmek
ilgisi olmak
-e meraklı olmak
interested in
-e ilgi duymak
interested in
ile ilgilenmek
interested in
ile ilgili

Tom özellikle Mary ile ilgili görünmüyor. - Tom doesn't seem particularly interested in Mary.

Onlar yüzme ile ilgililer. - They're interested in swimming.

interested in
meraklı

Ania bilgisayarlara meraklıdır. - Ania is interested in computers.

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım. - I'm always interested in reading his column.

interested in
… ile ilgili
interested in
alakalanmak
interested in
alakadar olmak
interested in
alaka duymak
be interested in
alakadar olmak
be interested in
ile ilgilenmek
be interested in
-e ilgi duymak
be interested in
alakalanmak
be interested in
ilgi duymak
be interested in
alaka duymak
to be interested
ilgi duymak
be interested in
-e ilgi duymak, -e meraklı olmak: "She iş interested in literatüre. - Edebiyata ilgi duyuyor." - "My father iş interested in birds. - Babam kuşlara meraklı."
interested in
-ile ilgili
to be in
olmak

O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi. - It was tremendously exciting to be in Boston at that time.

O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi. - She promised her father to be in time for lunch.

to be interested
ilgilenmek
to be interested in

    Heceleme

    to be in·ter·est·ed in

    Türkçe nasıl söylenir

    tı bi întrıstıd în

    Telaffuz

    /tə bē ˈəntrəstəd ən/ /tə biː ˈɪntrəstəd ɪn/

    Videolar

    ... and I'm always responsible, and that's why nobody's more interested in finding ...
    ... If instead, I'm interested in something to do with Bayern ...