Ben bacaklarımı uzatmak istiyorum.
- I want to stretch my legs.
Tom gerinmeyi durdurdu.
- Tom stopped stretching.
Akşam karanlığında gerinme egzersizleri yapmayı seviyorum.
- I like doing stretching exercises at dusk.
Tom onu germeye çalıştığında hamur parçalandı.
- The dough broke up when Tom tried to stretch it.
To say crossing the street was brave is stretching the meaning of brave considerably.