O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
- He used to suffer from stomach aches.
Vücudumun her tarafında ağrılarım ve sızılarım var.
- I have aches and pains all over my body.
Yağmur yağdığında kalçamın ağrıdığının farkındayım.
- I am aware that my hip aches when it rains.
Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil.
- It's ached before, but never as badly as right now.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
Kimse acı çekmek istemez.
- Nobody wants to be in pain.