O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
Almanya, Hollanda'yla yan yana.
- Germany adjoins Holland.
Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.
- The living room adjoins the dining room.