Sürekli şekerleme yapıyordu.
- She was taking a nap all the time.
Bitirdiği an, o, bir şekerleme için uzandı.
- The moment she'd finished, she lay down for a nap.
Şekerleme yapmak istiyorum.
- I want to take a nap.
Bir şekerleme yapmak istedim.
- I wanted to take a nap.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
Neden bir uyku çekmeye gitmiyorsun?
- Why don't you go take a nap?
Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.
- A few hours nap will do you good.
Öğleden sonra kestirmek isteyebilirsin.
- You might want to take an afternoon nap.
Biraz kestirmek için uzandım ve iki saatlik bir uykuya daldım.
- I laid down for a short nap and fell asleep for two hours.