to be glad; to rejoice

listen to the pronunciation of to be glad; to rejoice
İngilizce - Türkçe

to be glad; to rejoice teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

glad
memnun

Eşim de seni görmekten memnun olacak. - My wife will be glad to see you, too.

Seninle tanıştığıma memnun oldum. - I am glad to meet you.

glad
{s} hoşnut

Ben senin hoşnut olmandan memnunum. - I'm glad you're pleased.

Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi. - I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to.

glad
{s} mutlu, memnun: He was glad to see us. Bizi gördüğüne sevindi. I'll be glad to do it. Onu memnuniyetle yaparım
glad
hoş geldiniz deme
glad
{s} sevinçli

O bize yardım etmek için sadece çok sevinçliydi. - She was only too glad to help us.

glad
gözle işaret etme
glad
gladnessmemnunlu
glad
glad rags argo bayramlık en süslü elbise
glad
gIadlymemnuniyetle
glad
glad hand argo el sıkma
glad
mutluluk verici
glad
mutlu

Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum. - I'm glad to hear that she is unmarried.

Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum. - I will be glad to help you.

glad
glad eye argo göz etme
glad
memnun edici
glad
i., k.dili., bak. gladiolus
İngilizce - İngilizce
glad
to be glad; to rejoice