Futbol eski bir oyundur.
- Soccer is an old game.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.
- There's a lot of big game in that forest.
Yarın yağmur yağabilir, beyzbol maçı iptal edilecek.
- Should it rain tomorrow, the baseball game will be postponed.
TV'de futbol maçı izledik.
- We watched the soccer game on TV.
Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.
- One of the players was hurt during the game.
Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
- This game has you battle against hordes of evil stoats.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
- They are eager to win the next game.
Bu yılki Olimpiyat oyunlarına hazırlanıyor.
- She is preparing to the Olympic Games this year.
Bir sonraki oyun için kendini hazırlasan iyi olur.
- You had better prepare yourself for the next game.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Buradaki oyun planı nedir?
- What's the game plan here?
Tom oyun planını anlıyor.
- Tom understands the game plan.
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.
- The game will be held even if it rains.
I'm game, would you like to tell me how ? - From the computer game Adventure.
The forest has plenty of game.
Shall we play a game?.
He didn't get anywhere with her because he had no game.''.
... like a game, then it's better. ...
... If you're in the game of, in other words, ...