Tom bulunmak istemiyor.
- Tom doesn't want to be found.
Tom bulunmak istemiyordu.
- Tom didn't want to be found.
Henüz çadırımızı kurmak için iyi bir yer bulmadık.
- I haven't found a good place to pitch our tent yet.
O bir dökümhanede çalışıyor.
- He works in a foundry.
Bu tip dökümhane neredeyse on beş yıldır var olmadı.
- This type foundry has not existed for almost fifteen years.
Bir uzman arabada bulunan kumaşı analiz etti.
- An expert analyzed the fabric found in the car.
Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır.
- The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.
Dünyada en tuzlu su Antartika'da Don Juan Pond adında küçük bir gölde bulunmaktadır.
- The saltiest water in the world is found in Antarctica in a small lake named Don Juan Pond.
Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- The city is found west of London.
Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.
- Zebras and giraffes are found at a zoo.
Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.
- Scientists haven't found a cure for cancer yet.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.
- Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.
Çağdaş uygarlık, bilim ve eğitim temeli üzerine dayanmaktadır.
- Modern civilization rests on a foundation of science and education.
I heard that footprints of an abominable snowman have been discovered in the Himalayas.
- I heard that footprints of an abominable snowman were found in the Himalayan mountains.
Tom discovered that life on the road wasn't as easy as he thought it would be.
- Tom found out that life on the road wasn't as easy as he thought it would be.
... found I'm actually Islamic Studies comes a very very distant second ...
... I found that the mind can not only heal the body, the mind ...