Bir dakikalığına kendimi muaf tuttum.
- I excused myself for a minute.
Öğretmen beni sınavdan muaf tuttu.
- The teacher excused me from the examination.
Onun kovulması için hiçbir sebep yok.
- There is no reason why he should be dismissed.
Onun kovulması garip.
- It is strange for him to be dismissed.
Her şeyi göz önünde bulundurarak, onun davranışı mazur görülebilir.
- Taking all things into consideration, his conduct can be excused.
Erkek yeğenim gençliği gerekçesiyle mazur görüldü.
- My nephew was excused on the grounds of his youth.