Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
- Is the central heating warm enough in the winter?
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Bu kitap benim okumam için yeteri kadar kolaydır.
- This book is easy enough for me to read.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.
Bu yiyecek yeterince besleyici değil.
- This food's not nourishing enough.
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
Enough!.
I cannot run fast enough to catch up to them.
... you exercise daily, you get enough sleep, you take your ...
... is the infrastructure here good enough that you can move ...