Etkinliğin tarihi belirlenecektir.
- The date of the event is to be determined.
Tom azimli bir adamdır.
- Tom is a determined man.
Tom azimli ve çalışkan.
- Tom is determined and hard-working.
Sigara içmeyi bırakmaya kararlıyım.
- I am determined to give up smoking.
Tom Mary'i öldürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to kill Mary.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Halı fiyatı üç etken tarafından belirlenir.
- The price of the carpet is determined by three factors.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
... determined effort the United States is better position for the 21st century ...
... the pottery sports is determined by the nose ...