Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Yüksek bina onların evini güneş ışığından yoksun bıraktı.
- The high building deprived their house of sunlight.
Biz ulaşımdan yoksun bırakıldık.
- We were deprived of transportation.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.
Onlar beni özgürlüğümden mahrum ettiler.
- They deprived me of my liberty.
Trafik kazası, genç adamı görme yeteneğinden mahrum etti.
- The traffic accident deprived the young man of his sight.