to be conformable; to resemble; to coincide; to correspond

listen to the pronunciation of to be conformable; to resemble; to coincide; to correspond
İngilizce - Türkçe

to be conformable; to resemble; to coincide; to correspond teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

agree
{f} kararlaştırmak
agree
{f} hemfikir olmak
agree
{f} yaramak
agree
{f} uyuşmak

Sıfatın ismiyle uyuşmak zorunda olduğunu unutma. - Don't forget that the adjective must agree with its noun.

agree
uymak (bir başka şeye)
agree
uzlaşmak
agree
kabul et

Kızın ebeveynleri onun ricasını kabul etti. - The girl's parents agreed to her request.

Birlikte çalışmayı kabul ettiler. - They agreed to work together.

agree
anlaşma sağlamak
agree
mutabık olmak
agree
(Politika, Siyaset) mutabakata varmak
agree
mutabık kalmak
agree
{f} aynı fikirde olmak

Onunla aynı fikirde olmak zorundayım. - I have to agree with her.

Onlarla aynı fikirde olmak zorundayım. - I have to agree with them.

agree
katılıyorum

Ben genellikle ona katılıyorum. - I generally agree with her.

Ben onun fikrine katılıyorum. - I agree with his opinion.

agree
agree to bir konuda mutabık kalmak
agree
tatlı
agree
iyi

Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti. - Tom agreed that Mary's suggestions were good ones.

İstiridye bana iyi gelmiyor. - Oysters don't agree with me.

agree
{f} razı olmak, rıza göstermek; mutabık olmak
agree
mutabık

Amerikalıların çoğu Başkan Wilson ile mutabık kalmıştı. - Most Americans agreed with President Wilson.

Biz indirim oranı üzerinde mutabık kaldık. - We have agreed on the rate of discount.

agree
muvafakat etmek kabul etmek
agree
uygun

Bizim planımız için uygun musun? - Are you agreeable to our plan?

Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular. - They agreed to elect him as president.

İngilizce - İngilizce
agree

the picture does not agree with the original; the two scales agree exactly.

to be conformable; to resemble; to coincide; to correspond