Tom yakalanmak istemiyor.
- Tom doesn't want to be caught.
Yakalanmak istemiyorum.
- I don't want to be caught.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
- The old man caught a big fish.
Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.
- A baby rabbit had been caught in a trap.
Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
- I was caught in the rain on my way home.
Yakalanmak istemedim.
- I didn't want to be caught.
Yakalanmak istemiyorum.
- I don't want to be caught.
Tom yakalanmaktan kaçınmaya çalıştı.
- Tom tried to avoid getting caught.
Hırsız yakalanmaktan nasıl kaçınabildi?
- How did the thief manage to avoid being caught?
... But something caught my eye here. ...
... And something else caught my eye here, an offer. ...