O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Ne yapmam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok.
- I have no idea what I ought to do.