Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
- Nakido is better than Twitter.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
- This is a good book, but that is better.
Tom Mary'ye ödünç para vermekten daha iyisini bilmeliydi.
- Tom should have known better than to lend money to Mary.
Ben bütün iyileri tattım, ve sağlıklı olmaktan daha iyisini bulmadım.
- I tasted all goods, and didn't find better than good health.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
- They want to better their working conditions.
Tom onun çalışını son duyduğumdan beri klarnet çalmada daha da iyileşmektedir.
- Tom has gotten better at playing the clarinet since I last heard him play.
Biz iyileşmek zorundayız.
- We have to get better.
Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
- Nakido is better than Twitter.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Evlendikten sonra benim Japonca daha iyi oldu ve daha çok anlayabildim.
- After I got married, my Japanese got better and I could understand more.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee better than tea.
Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
- I'm prepared to do anything to better myself.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
- I want to better myself.
Tom bir sonraki sınavda daha iyi yapmak zorunda yoksa benim dersimde başarısız olacak.
- Tom has to do better on the next test or he'll fail my class.
Gelecek sefer daha iyi yapmak zorundasın.
- We have to do better next time.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
- We know we can do better.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
- No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Cümlelerinizi silmek yerine, daha güzel hale getirmeye ne dersiniz?
- Instead of deleting your sentences, how about making them better?
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
- Compared to yesterday, the weather is better today.
Tom sorunla daha iyi bir şekilde ilgilenebilirdi.
- Tom could have dealt with the problem in a better way.
I’ve had enough of cycling with you chaps. I can spend my Sundays better than in tormenting cats and quarrelling and fighting.”.
He quickly found Ali his better in the ring.
... So, there are policy implications for a rising aged population, we better invest in ...
... to understand better the world around you. That’s understanding. Secondly, ...