O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.
- She is carrying a backpack on her back.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
- I am told he has a broad back.
Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.
- While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
Kazağını ters giymişsin.
- Your sweater is on backwards.
Alfabeyi tersten oku.
- Say the alphabet backwards.
O geri döndüğünde ona sor.
- Ask her when she comes back.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
Sürekli seni desteklemekten bıktım.
- I'm fed up with always backing you up.
İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.
- It's important to back up claims with evidence.
Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
- If you shave your hair, it will grow back thicker.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
- Invertebrates have no backbone or spinal column.
Tom şimdi vazgeçmek üzere değil.
- Tom isn't about to back down now.
Bir bebek olmak için geriye gitmek istiyorum.
- I want to go back to being a baby.
Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
- Just how far back do you want to go?
Hastanenin arkasındaki o yapı nedir?
- What's that building at the back of the hospital?
Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyorlardı.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.
- After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
Galiba yarın yine buraya geri geleceğim.
- I'll probably come back here again tomorrow.
Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm.
- When did you return? I came back the day before yesterday.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
- Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
- You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
- If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
Tekneye geri dönelim.
- Let's get back to the boat.
Ben tekneye geri yüzdüm.
- I swam back to the boat.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
- Layla comes from a strict religious background.
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
- Back in high school, I got up at 6 a.m. every morning.
Tom geçmişe seyahat etti.
- Tom traveled back in time.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Eskiden konser verdiğimde Tom ve Mary arkada benim yedek şarkıcılarımdı.
- Tom and Mary were my backup singers back when I used to perform.
Arkada bir oda istiyorum.
- I'd like a room in the back.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Niçin içeri dalmıyoruz?
- Why don't we duck back inside?
Babam eve dönmeden önce uykuya daldım.
- I fell asleep before father came back home
Tom yarına kadar geri dönmek zorunda değil.
- Tom doesn't have to be back until tomorrow.
Geri dönmek çok güzel.
- It's so nice to be back.
Köpek geriye doğru yürüdü.
- The dog walked backward.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
- She regretted deeply when she looked back on her life.
Yağmur başlamadan önce geri dönelim.
- Let's go back before it begins to rain.
Sekizden önce geri döndü.
- He came back before eight.
Tom şimdi sözünden dönemez.
- Tom can't back out now.
Jane asla sözünden dönmez.
- Jane never backs down.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
- Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?
Tom yardım etmek için dönen tek kişi.
- Tom is the only one who came back to help.
Sana yardım etmek için geri geldim.
- I came back to help you.
Her zaman bir kötümserden ödünç para al; o, geri ödenmesini beklemez.
- Always borrow money from a pessimist; he doesn't expect to be paid back.
Lütfen 2.30'a kadar bekle. Tom o zaman geri dönecek.
- Please wait till 2:30. Tom will back then.
Tom saçını arkaya taramıştı.
- Tom had his hair slicked back.
Tom'un saçları arkaya taranmıştı.
- Tom's hair was slicked back.
O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.
- He isn't back yet. He may have had an accident.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Tom ve Mary geride uzağa oturdular.
- Tom and Mary sat way in the back.
Polisler kalabalığı geride tuttu.
- The police held back the crowd.
Tom arabasına döndü ve uzaklaştı.
- Tom got back in his car and drove away.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
- He looked back at us many times and walked away.
Turn the book over and look at the back.
I hurt my back lifting that dictionary.
We'll meet out in the back of the library.
The ship's back broke in the pounding surf.
The small boat raced over the backs of the waves.
I hung the clothes on the back of the door.
I’d like to find a back issue of that magazine.
I still need to finish the back of your dress.
The titles are printed on the backs of the books.
Can you fix the back of this chair?.
U in rude is a back vowel.
Put some back into it!.
Tap it with the back of your knife.
The office fell into chaos when you left, but now order is back.
Tom came in through the back door.
- Tom entered through the back door.
Tom entered through the back door.
- Tom came in through the back door.
... also we should return back to them some result and some ...
... we'll come back to that in a little while. ...