Kasaba çevresinde cinsel ilişkide bulunan çiftleri görmek sizi rahatsız etmiyor mu?
- Doesn't it irritate you to see couples making out around town?
Tom, Mary çevresinde iken her zaman sinirlenir.
- Tom always gets nervous when Mary is around.
Biz gölün etrafında yürüdük.
- We've walked all around the lake.
Uydu, ay etrafında yörüngede.
- The satellite is in orbit around the moon.
Onu arayarak etrafta gezindi.
- She walked around looking for him.
Etrafta bir kalabalık toplandı.
- A crowd gathered around.
Senin için çevredekilere sormamı ister misin?
- Would you like me to ask around for you?
Çevredeki herkes çok çalışır.
- Everyone around the area works hard.
Tom belinin çevresine kazağını bağladı.
- Tom tied his sweater around his waist.
Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.
- My brothers are always joking around.
Etrafına bakındı fakat hiç kimseyi göremedi.
- He looked around, but he saw no one.
O, evin etrafına bakındı.
- He looked around the house.
O, parkın civarında bir yerde yaşıyor.
- He lives somewhere around the park.
Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.
- In the morning I always wake up around seven o'clock.
Hâlâ bu civarda mısın?
- Are you still around?
Tom kesinlikle bu civarda çok yardımcı oldu.
- Tom certainly helped a lot around here.
Kedim odada oraya buraya koşuyor.
- My cat is running around the room.
After long breakfast I think I started around 8:00. - Uzun kahvaltı edip saat sanırım 8:00 gibi yola koyuldum.
Neden bu kıyafetler ortalıkta duruyor?
- Why are these clothes lying around?
o evine içine doğru koştuğunda , kedi kasılarak ipliğin etrafında yürüyordu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Lafı uzatma ve bana doğruyu söyle!
- Stop beating around the bush and give it to me straight!
Tom kesinlikle bu civarda çok yardımcı oldu.
- Tom certainly helped a lot around here.
Sanırım o bu civarda.
- I think it's around here.
Postacı yaklaşık üç günde bir gelir.
- The mailman comes around every three days.
Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.
- The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour.
O hızla arkaya döndü.
- She turned around quickly.
Tom buralarda büyüdü.
- Tom grew up around here.
Buralarda hava erken kararıyor.Sonbahar zamanı geldiğinde güneş bir kaya gibi düşüyor gibi görünüyor.
- It's getting dark early around here. The sun seems to drop like a rock when autumn rolls around.
Tom döşeme tahtası gıcırtısı duyduğunda geriye döndü.
- Tom turned around when he heard the floorboard creak.
Döndü ve geriye baktı.
- He turned around and looked back.
Tom odayı araştırdı ama orada başka hiç kimse yoktu.
- Tom looked around the room, but no one else was there.
Orada 30 yaşın altında hiç kimse yoktu.
- There was nobody under 30 around.
B: Oh, he's still around. He's feeling better now.
She went around the track fifty times.
She spun around a few times.
The jackals began to gather around .
I'll see you around .
{{|}}.
The New York-style hot dog I love has been around for well over a hundred years.
She turned round and scowled at me.
- She turned around and scowled at me.
... in these kids all around the world. ...
... of you come out this time around. It's amazing. >>Kevin Allocca: We're a very forward-thinking ...