Uçuşu kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss the flight.
Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
- Tom doesn't want to miss his flight.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
- He shot at the bird, but missed it.
Tom'un atışı hedefi iki fitle ıskaladı.
- Tom's shot missed the target by two feet.
Yorumcular Bu korkunç bir başarısızlıktı! diye bağırdılar.
- That was a terrible miss! cried the commentators.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
- But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Aşçılığını özleyeceğim.
- I'll miss your cooking.
Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.
- I really missed you when you were in France.