Biz diğerlerinin gelmesini beklerken bir içki ister misin?
- Would you like a drink while we wait for the others to arrive?
Cuma günkü partiyi bekleyemeyiz.
- We can hardly wait for the party on Friday.
Onu bir saat bekleyeceğim.
- I'll wait for him for an hour.
Tom sonraki otobüsü beklemek istedi.
- Tom wanted to wait for the next bus.
Mağaza açılıncaya kadar bir süre beklemekten başka seçeneğimiz yoktu.
- We had no choice but to wait for a while until the store opened.
I'm waiting for the train.