to assault; to injure; also, to bring by violence; to compel

listen to the pronunciation of to assault; to injure; also, to bring by violence; to compel
İngilizce - Türkçe

to assault; to injure; also, to bring by violence; to compel teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

violence
şiddet

Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi. - Violence erupted all over the city because of the food shortages.

Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler. - Television shows violence, which influences, above all, younger people.

violence
{i} şiddet, sertlik
violence
{i} ırza tecavüz
violence
cebre müracaat etmek
violence
{i} tecâvüz

Tecavüz her zaman bir şiddet suçudur. - Rape is always a crime of violence.

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır. - Rape and sexual assault are crimes of violence.

violence
zecir
violence
{i} zorlama
violence
{i} zor, cebir
violence
zorbalık

Zorbalık bazen yararlıdır. - Sometimes violence is useful.

violence
tahrif etmek
violence
resort to violence şiddete başvurmak
violence
bozma
İngilizce - İngilizce
violence
to assault; to injure; also, to bring by violence; to compel