to ask for the presence or participation of someone or something

listen to the pronunciation of to ask for the presence or participation of someone or something
İngilizce - Türkçe

to ask for the presence or participation of someone or something teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

invite
davet etmek

Sizi bir partiye davet etmek istiyorum. - I want to invite you to a party.

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım. - I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.

invite
davet et

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum. - I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.

Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var. - I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.

invite
{f} rica
invite
{f} istemek
invite
çanak tutmak
invite
yol açmak
invite
çağırmak
invite
yüreklendirmek
invite
davetiye çıkarmak
invite
{f} davet etmek, çağırmak: He invited only his close friends to the exhibit. Sergiye sadece en yakın arkadaşlarını davet etti
invite
{f} neden olmak
invite
invitingly davetkar bir şekilde
invite
{f} çekmek
invite
icrasını teklif etmek
İngilizce - İngilizce
invite
to ask for the presence or participation of someone or something

    Heceleme

    to ask for the pres·ence or par·tic·i·pa·tion of some·one or some·thing

    Türkçe nasıl söylenir

    tı äsk fôr dhi prezıns ır pärtîsıpeyşın ıv sʌmwʌn ır sʌmthîng

    Telaffuz

    /tə ˈask ˈfôr ᴛʜē ˈprezəns ər pärˌtəsəˈpāsʜən əv ˈsəmˌwən ər ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /tə ˈæsk ˈfɔːr ðiː ˈprɛzəns ɜr pɑːrˌtɪsəˈpeɪʃən əv ˈsʌmˌwʌn ɜr ˈsʌmθɪŋ/